Hangi Dildedir Aşk (Cumhuriyet Kitap)

Menekşe Toprak, ikinci öykü kitabı Hangi Dildedir Aşk’ta (Nisan 2009, Yapı Kredi Yay.) iki ülke, iki kent, iki kültür arasında gidip gelirken kendi yolunu bulmaya çalışan insanların öykülerini anlatmaya devam ediyor. İlk kitabı Valizdeki Mektup’ta işlediği konularda artık daha derinlere, ayrıntılara rahatlıkla iniyor. Anlatımı da daha rahatlamış. Daha açık sözlü. Kahramanları artık hislerini pek saklamak gereği duymuyor. Kitabın birbirine bağlı ilk iki öyküsü Doğu’da Bir Yerde ve Hangi Dildedir Aşk, Berlin ve İstanbul arasında gidip gelen kahramanlarıyla sözünü ettiğim durumu tam anlamıyla örnekliyor. Arada kalma, yutrsuzluk duygusu derinden hissiediliyor. Öykülerin kahramanları iki kentte de olmak, yaşamak istiyor ama belli bir yeri olmamanın etkisiyle, bir süre sonra diğer şehire gideceği düşüncesiyle iğreti kalıyorlar. Kalıcı mekanları olmadığı gibi ilişkilerinde de geçicilik duygusu, korkusu var. Zamanı gelince gitmeleri gerekeceğini hatırlayıp çekingen davranıyorlar. Aşklara da dostluklara da kendilerini hesapsız kitapsız bırakamıyorlar. Hep kaçınılmaz olarak bir gün gelecek olan ayrılık var kafalarının bir yerinde.

Doğu’da Bir Yerde ve Hangi Dildedir Aşk, birlikte okunduğunda biraz daha üzerinde çalışılsaymış bu iki öyküden iyi bir roman çıkarmış diye düşündürüyor insana. Öykü biçimini zorlayan bir yapıları var. Berlin’de ve İstanbul’da hiçbir zaman hiçbir yerde kök salamayacaklarının bilinciyle insanlarla ilişki kuran erkek ve kadın kahramanlar bu kentlere biraz dışarıdan, biraz yabancı ya da uzak gözlerle bakar, gördüklerini, yaşadıklarını bize aktarırken kaderlerinin ortak olduğunu düşündürüyor. İki öykünün kadın ve erkek kahramanın ortak noktası olan Aylin, geride, öyküsü anlatılmadan, sadece anıştırılarak bırakıldığı için ikinci öykü bittiğinde okurda tamlanmamışlık duygusu oluşuyor. İzleyen öykülerde Aylin’in sırlarını çözmeyi umuyorsunuz ama yazar beklentiyi karşılamıyor. Üçüncü öyküyü ilk ikisine bağlamıyor. Ama esas olarak öykülerin tüm kahramanları benzer ruh hallerinde göçebeliği hem ruhsal, hem fiziksel, hem de mekansal olarak çeşitli biçimlerde ve hallerde yaşatarak günümüz insanının yersiz yurtsuzluğunu okura aktarıyor.
Cumhuriyet Kitap, 16.07.2009,